ensonyayin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ensonyayin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Şubat 2017 Perşembe

Göz Altı Morlukları Nasıl Geçer Çözümü

Göz Altı Morlukları Nasıl Geçer? Çözüm Yolları



Göz altı morluklarında kullanılan pek çok tedavi yöntemi bulunmasına karşın bitkisel çözümler hem doğal olması hem de daha kolay ulaşılabilmesi nedeniyle daha sık tercih edilmektedir. Aşağıda şişlik ya da morluk kaynaklı oluşan renk değişimlerine karşı kullanabileceğiniz bitkisel tedavi yöntemlerini bulabilirsiniz.
Taze yeşil incir, morluklarda en sık kullanılan bitkisel çözümlerden birisi olup yalnıza bir bütün incir ile etkili olmaktadır. Bir inciri iki ayrı parçaya böldükten sonra göz altınıza koyun. Bir süre (yaklaşık 15 dakika) bekledikten sonra incirleri alın. Bu uygulamayı hafta da birkaç kez yapın.
Kahve ve yumurta akı maskesi, sık, sık internet sitelerinde de tavsiye edilen bir uygulamadır. Bunun için bir yemek kaşığı kadar kahveyi, bir yumurta akı ile karıştırın ve gazlı bez üzerine koyarak göz altınızda 15 dakika kadar bekletin. Bu işlem ile göz altında oluşan morluk ve şişliklerden kolaylıkla kurtulabilirsiniz. Bu önerilere ek olarak elma dilimlerini de kullanmanızı tavsiye ederiz.

Dudak Çatlamasının Nedeni Nedir ve Çözüm Yolları

Dudak Çatlaması Nedenleri ve Rehabilitasyonu

Dudak çatlaması genelde kuru hava ve rüzgâra uzun müddet maruz kalanlarda görülür. Dudaklar cilt gibi yağ bezleri içermediğinden kolayca kuruyup, çatlayabilirler.
Dudak Çatlaması Nedenleri

Dudak Yalama

Dudaklarınız kuru ve çatlamış olduğunda, onları yalamak istersiniz. Fakat yaladıktan bir müddet sonra dudaklarınız kurur ve tekrar yalamak istersiniz. Zira tükürük buharlaştıkça, dudaktan daha fazla nem kaçar ve öncekinden daha kuru kalır. Dudak ısırma ve çiğneme de aynı tesirlere kapı aralayacağından, bunlardan uzak durun.

Vücudun Susuz Kalması (Dehidrasyon)
Dudak çatlaması vücudun genel olarak susuz kalması nedeniyle oluşabilir. Şayet gün içinde yeteri kadar su içmezseniz, bütün vücut hücreleri gibi dudaklar da bundan kısmetini alacak ve yetersiz nem dolayısıyla kuruyup, çatlayacaktır.

Güneş Işığı
Güneş ışığı dudaklardaki nemi buharlaştırarak, çatlamaya kapı aralayabilir. Güneşli havalarda dudak nemlendiricisi kullanmayı düşünebilirsiniz.

Ağızdan Soluk Alma
Nezle veya Grip olduğunuzda dudaklarınızda çatlamalar oluştuğunu fark etmiş miydiniz? Burnunuz kapalı olduğu için, ağızdan soluk almak zorunda kalıyordunuz. Dudakların üzerindeki daimi hava akışı da onları kurutuyor ve çatlamaya kapı aralıyordu. Uyku apnesi olanlar ve çok horlayanlar da aynı sebepten dudak çatlaması ile karşı karşıyadır.

Diş Macunu
Bir hayli diş macunu sodyum loril sülfat isimli bir bileşen içerir. Bu bileşen kuruluğa ve dudaklarda çatlamaya kapı aralar. Şayet dudak çatlamasından yakıntıcıysanız, başka bir diş macununa geçebilirsiniz.

Turunçgiller
Turunçgillerdeki asit dudakları tahriş edebilir. Domates sosu da tahriş edici ve acı verici olabilir. Bir takım şeker, sakız ve diş macunlarının yapımında kullanılan sinnamat bileşenleri de aynı tesire kapı aralar.

Çok Fazla A Vitamini
Şayet çok fazla A vitamini tüketiyorsanız dudak çatlaması ile karşılaşabilirsiniz. Yiyecekler aracılığıyla fazla A vitamini almak nadir görülür, fakat vitamin destekleri alan insanlar bu meseleler karşılaşabilir. Ayrı olarak, B2, B3 vitaminleri ve çinko eksikliği dudak çatlamasına kapı aralayabilir.

Alerjiler
Kobalt ve nikel alerjisi gibi alerjiler dudak çatlamasına kapı aralayabilir. Şayet çok fazla B12 vitamini destekleri kullanıyorsanız, kobalt alerjisi geliştirebilirsiniz.

Gayazulen maddesi içeren diş macunları, propil galat veyahut fenil salisilat içeren rujlar dudakların alerji geliştirip, kuruması ve çatlamasına kapı aralayabilir. İncir ve gıda boyaları da alerji oluşturabilir.

İlaçlar
İltihaplı sivilce ve kırışıklık rehabilitasyonu için verilen ilaçlar, kimi tansiyon ilaçları ve vertigo rehabilitasyonu için verilen bazı ilaçlar çatlama sebebi olabilir.

Hastalıklar
Otoimmün hastalıkları dudakların güneşe karşı hassaslaşmasına ve dudak çatlamasına kapı aralayabilir.

Sedef hastalığı ve tiroid yetmezliği de dudak kuruluğu ve çatlamasına kapı aralar.

Perleş, diyabet, Down belirtisi ve kilitis hastalıkları da çatlamaya neden olabilir.
Dudak Çatlamasına Ne İyi Gelir?
Dudak çatlamasının rehabilitasyonu altta yatan nedeni anlamak ile başlar. Şayet dudak çatlaması meseleninden uzun vakittir yakıntıcıysanız ve dudağınızı yeterince nemlendirmenize ve savunmanıza karşın bunu geçiremiyorsanız, bir dermatoloğa müracaatın.

Dudak çatlamasına iyi gelen bazı tabii rehabilitasyonlar şunlardır.

Şeker
Çatlamış dudaklardaki ölü dokuların dökülmesini sağlayarak, doğal yumuşaklığına daha tez kavuşmasını sağlayabilirsiniz.

Bunun için iki tatlı kaşığı şeker ile bir tatlı kaşığı balı karıştırın. Bu karışımı dudağınıza sürün. Birkaç dakika bekledikten sonra dudaklarınızı nazikçe ovalayarak, ölü dokularını dökülmesini sağlayın. Sonra da ılık suyla yıkayın.

Bal
Bal hem çok iyi bir nemlendiricidir, hem de iyileştirici ve antibakteriyel özellikleri vardır. Günde birkaç defa biraz balı dudaklarınıza sürebilirsiniz.

Gül Yaprakları
Gül yaprakları dudakların nemli kalmasını sağlarken, doğal rengini de güzelleştirecektir.

Bir avuç gül yaprağını suda yıkayın ve sonra bir kasedeki süte dokun. Birkaç saat bekleyin. Sonra sütün içindeki gül yapraklarını çırpıcıdan geçirin. Ortaya çıkan karışımı günde üç kez ve yatmadan önce dudaklarınıza sürün.

Zeytinyağı, Hindistan Cevizi Yağı veya Hint Yağı
Bu yağların hepsi iyi nemlendiricilerdir. Bunlardan rastgele birini günde birkaç kez dudaklarınıza sürün.

Aloe Vera Jeli
Aloe veranın iyileştirici özellikleri dudak çatlaması vaziyetinde da imdadınıza yetişebilir. Az miktarda aloe verayı dudaklarınıza sürerek, çatlamanın ve acının dinmesini sağlayabilirsiniz.

Salatalık
Dilimlediğiniz salatalıkları dudağınızın üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra dudaklarınızı ılık suyla yıkayın.

Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) dudak çatlamasının arkasındaki kapı aralayabilir. Vücut sistemlerinin normal bir şekilde çalışması için yeteri kadar su içmeniz çok ehemmiyetlidir.

Bu rehabilitasyonlar dudak çatlamasını gidermek ve kuruluğu engellemek için oldukça tesirlidir. Fakat tekrar etmesini engellemek için dudaklarınızı nemli tutmaya, vücudun susuz kalmamasına dikkat edin, aşırı sıcaktan ve güneşten sakının, yeterli ve balanslı beslenin.

• Balmumu ve gülyağı beraber eritilerek çatlaklara sürülür.
• Susam yağı da iyi bir savunucudur.Hastalıklar
Otoimmün hastalıkları dudakların güneşe karşı hassaslaşmasına ve dudak çatlamasına kapı aralayabilir.

Sedef hastalığı ve tiroid yetmezliği de dudak kuruluğu ve çatlamasına kapı aralar.

Perleş, diyabet, Down belirtisi ve kilitis hastalıkları da çatlamaya neden olabilir.
Dudak Çatlamasına Ne İyi Gelir?
Dudak çatlamasının rehabilitasyonu altta yatan nedeni anlamak ile başlar. Şayet dudak çatlaması meseleninden uzun vakittir yakıntıcıysanız ve dudağınızı yeterince nemlendirmenize ve savunmanıza karşın bunu geçiremiyorsanız, bir dermatoloğa müracaatın.

Dudak çatlamasına iyi gelen bazı tabii rehabilitasyonlar şunlardır.

Şeker
Çatlamış dudaklardaki ölü dokuların dökülmesini sağlayarak, doğal yumuşaklığına daha tez kavuşmasını sağlayabilirsiniz.

Bunun için iki tatlı kaşığı şeker ile bir tatlı kaşığı balı karıştırın. Bu karışımı dudağınıza sürün. Birkaç dakika bekledikten sonra dudaklarınızı nazikçe ovalayarak, ölü dokularını dökülmesini sağlayın. Sonra da ılık suyla yıkayın.

Bal
Bal hem çok iyi bir nemlendiricidir, hem de iyileştirici ve antibakteriyel özellikleri vardır. Günde birkaç defa biraz balı dudaklarınıza sürebilirsiniz.

Gül Yaprakları
Gül yaprakları dudakların nemli kalmasını sağlarken, doğal rengini de güzelleştirecektir.

Bir avuç gül yaprağını suda yıkayın ve sonra bir kasedeki süte dokun. Birkaç saat bekleyin. Sonra sütün içindeki gül yapraklarını çırpıcıdan geçirin. Ortaya çıkan karışımı günde üç kez ve yatmadan önce dudaklarınıza sürün.

Zeytinyağı, Hindistan Cevizi Yağı veya Hint Yağı
Bu yağların hepsi iyi nemlendiricilerdir. Bunlardan rastgele birini günde birkaç kez dudaklarınıza sürün.

Aloe Vera Jeli
Aloe veranın iyileştirici özellikleri dudak çatlaması vaziyetinde da imdadınıza yetişebilir. Az miktarda aloe verayı dudaklarınıza sürerek, çatlamanın ve acının dinmesini sağlayabilirsiniz.

Salatalık
Dilimlediğiniz salatalıkları dudağınızın üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra dudaklarınızı ılık suyla yıkayın.

Dehidrasyon (vücudun susuz kalması) dudak çatlamasının arkasındaki kapı aralayabilir. Vücut sistemlerinin normal bir şekilde çalışması için yeteri kadar su içmeniz çok ehemmiyetlidir.

Bu rehabilitasyonlar dudak çatlamasını gidermek ve kuruluğu engellemek için oldukça tesirlidir. Fakat tekrar etmesini engellemek için dudaklarınızı nemli tutmaya, vücudun susuz kalmamasına dikkat edin, aşırı sıcaktan ve güneşten sakının, yeterli ve balanslı beslenin.

• Balmumu ve gülyağı beraber eritilerek çatlaklara sürülür.
• Susam yağı da iyi bir savunucudur.



Akıllı Telefonlarda Neden Android İşletim Sistemi Seçmeliyiz ?

Günümüzün en popüler teknolojik iletişim ürünlerinden olan ancak artık iletişimin yanında birde eğlence ile bilgiye ulaşım gibi imkânları bizlere sunan akıllı telefon teknolojisinde en fazla tercih edilen Google tarafından geliştirilmiş olan Android işletim Sistemini Neden Tercih Etmeliyiz sorusunun yanıtın sizlere vermek istiyorum. Gerek Symbian gerekse İos işletim sistemini kullanan biri olarak birçok insan İos derken ben yine Android diyorum. Peki neden?
Android telefonlar akıllı telefon sınıflandırmasına giren işletim sistemine sahiptir. Bu nedenle ilk kez bu sisteme dâhil olan telefon kullanıcılarının dikkat etmesi gereken önemli bir kaç nokta vardır. Peki, neden dikkat edilmesi gerekir. Çünkü akıllı telefonlar sizin profilinizin daha açık olması ve daha fazla teknolojik dünyaya yansımanız demektir. Bu nedenle kişisel bilgilerinizi korumanız ve paylaşımlarınızı fark etmeden sağlamamanız ya da bir takın yanlışlıkla yapacağını kullanım hatalarının sadece siz tarafından değil pek çok kullanıcı tarafından görülebilir olması durumundan dolayı dikkat etmeniz gereken noktalar vardır.
pen pineapple apple penAndroid Telefon Tercih Etmenin Nedenleri ?
    1.    İlk olarak; sizi dünyaya açabilecek bu telefonların en önemli özelliği internettir. Ekranın üst tarafından sürükleyerek indirdiğiniz hücresel veri kullanımını aktifleştirir ya da devre dışı bırakabilirsiniz.
     Bu aktifleştirmeyi sürekli açık tutmanız durumunda aylık internet sınırlamasını size tanımlanan internet paketini aşmanıza neden olabilir.

2.    İkinci olarak; yine hücresel verinizin 24 yirmi dört saat açık kalması durumunda şarjınızın bitme hızı da yükselir. Şarjınızın çok sık bitmesi sizin daha fazla şarj etmeniz ve telefonun ömrünü biraz da olsa kısaltmanıza sebep olmak demektir.

3.    Üçüncü olarak; İnternet üzerinden size yönlendirilecek olan spamlara dikkat etmeniz. Her reklamın pazarlama ve inandırıcılığı çok yüksektir. Fakat karşınıza çıkan her reklama tıklayıp üzerinden izleyeceğiniz yollarla kişisel bilgilerinizi kesinlikle girmemeniz gerekmektedir. Çok kurumsal ve adı duyulmamış bir firma ile koşulsuz alışverişe girmemelisiniz.

4.    Cihazınızı alırken dikkat etmeniz konular ise; güncelleme alamayan cihazlardan kaçının. Android her sene yeni bir güncelleme getirmektedir bu güncellemeleri yapmamanız durumunda telefonunuz ağırlaşacak yeni programları indiremeyeceksinizdir.

5.    Google Play Store dışında başka bir yerden uygulama indirmemelisiniz.

6.    Detaylı bir şekilde araştırma yapmadan kullanıcı yorumlarını gözden geçirmeden uygulamaları telefonunuza indirmemelisiniz.

7.    Cihazınızı güvenlik açıklarından kurtarmak adına mutlaka güvenlik uygulaması edinmelisiniz.

8.    Kişi listenizi telefonunuzda tutmak yerine yedeklemelisiniz.

9.    Ve son olarak da uygulamalarınızı kapatırken dikkat etmeniz gerekmektedir.

Bu ve bunun gibi durumları göz önünde bulundurarak kullanım sağlarsanız cihazınızı daha sağlıklı kullanıp sosyal profilinizi de koruyabilmeniz mümkün olacak.


Yalnız Yaşam Psikolojisi


İlk bakışta çocuklu ve kalabalık aileler için cazip gelen yalnız yaşam, aslında birçok zorluğu içinde barındırır. Evde yalnız olmak, hiçbir sorumluluk ve iş düzeni gerektirmeyecek, istenilen saatte yatmak, istenilen saatte kalkmak, yemek saatleri serbest olacaktır. Kısaca özgür yaşamı ifade eder. Yıllardır Avrupa ülkelerinde yalnız yaşam tercih edilmiş, yalnız yaşayanlar için siteler kurulmuştur. Son yıllarda ülkemizdeki büyük şehirlerde de moda olmaya başlamıştır. İlk başlarda her birey için cazip gelen, sadece kendine odaklı yaşamak, bir süre sonra kişinin psikolojisinin bozulmasına sebep olmaktadır.
Hiç kimseye karşı sorumluluk hissetmeme anlamına gelen ve eve saat kaçta girildiği, kaçta çıkıldığı, düzenli bir yemek saatinin olmayışı, evdeki düzenin önemsizliği, özellikle gençlere çok cazip gelmekte ve bir an önce yalnız yaşayabileceği bir eve çıkma çabası içine girmelerine sebep olmaktadır. Uzun süren yalnız yaşam ise kişiyi bir süre sonunda sıkmakta ve evi paylaşabileceği bir arkadaş arayışına girmesine sebep olmaktadır. Yalnız yaşam bencillik demektir. Bencillik ise sürekli yalnız kalmaya yol açar.

YALNIZ YAŞAM ARZUSU EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?


Yalnız yaşam isteği, ailesinin gözetiminde yaşayan ve evinde fazla kuralları olan gençlerde daha fazla görülür. Üniversite yıllarında veya işe ilk başlanan yıllarda özgür yaşama arzusu içindeki gençler, ilk başlarda dağınık ama mutludur. Birkaç yıl bazen de birkaç ay dayanabilen gençler bir süre sonunda aile sıcaklığını aramakta ve ailesinden ayrı kentlerde yaşayanlar ise yanına ev arkadaşı bulma çabasına girmektedir.

YALNIZ YAŞAM PSİKOLOJİSİ NASILDIR?


İlk birkaç yıl çok zevkli ve rahattır. Birkaç yıl sonunda evde yalnız olmak; kişinin sürekli kendisi ile konuşmasını, iyi veya kötü geçmişte yaşadığı olayları hatırlamasını ve gittikçe bencilleşmesini sağlar. Sorumluluk almamak için evlilik ve çocuk düşünülmez. İnternet ortamına aşırı düşkünlük ve insanlara tahammülsüzlük başlar. Hiçbir sorumluluk alınmadığı için iş hayatı ve kariyer kısa sürede ilerler fakat bu da kişiyi mutlu etmeyecektir.
Uzun ilişkiler de kuramayan yalnız yaşamaya alışkın kişiler, beraberliklerini anlık veya kısa tutmaktadır. Zaman ilerledikçe içe kapanık bir kişilik ve çevredeki insanlara karşı paranoya başlayabilir. Özellikle yaşlılar için yalnız yaşam çok ağırdır. Az sayıda hayattaki akranları ile bir araya gelmek zordur ve enerji gerektirir. Arayan eşi dostu ve yakını olmayan yaşlılar, zor duruma düşmekte ve bakıma muhtaç kalmaktadır. İçinde böyle zorlukları barındıran yalnız yaşam, bir süre sonunda kişiyi zorlayacaktır.

YALNIZ YAŞAYANLAR, İÇ DÜNYASINDAKİ YALNIZLIĞI NASIL ATMALIDIR?


1.    Daha okul yıllarında, arkadaş ve çevre edinmek önemlidir. Her arkadaş, insana dost olmayabilir, fakat bazen sadece günaydın demek bile insana yalnız olmadığını hatırlatacaktır.
2.    Kısa süreli yalnızlık güzeldir ve her insanın kısa yalnızlıklara ihtiyacı vardır. İnsan kendisi ile yüzleşebilmeli ve bazen kısa bir süre sorumluluk almadan özgür kalmalıdır. Bu durumun kişiyi ne zaman bencilliğe ittiği dikkate alınmalı ve erken önlemler alınmalıdır.
3.    Mecburi yalnızlıklarda, ev dışında sosyalleşmek önemlidir. İş ve öğrenim dışında kalan zaman, sosyal faaliyetlere ayrılmalı ve bol arkadaş ve çevre edinme çabası artmalıdır.
4.    Evde evcil hayvan beslemek, kişiyi yalnızlığın bencilliğinden kurtaracak ve evde bir sorumluluk yaratacaktır. Evcil hayvanlar, inanılmaz sevgi doludur ve onların sevgisini kazanmak en kolay kazanılan ve kolay kolay kaybedilmeyen gerçek sevgidir.
5.    Karşı cinsle iletişim kurarken, karşı tarafın beklentileri de dikkate alınmalı ve duyarlı davranılmalıdır. Kısa süreli ve günlük ilişkiler yerine içinde duygu barındıran, gerçek ve uzun ilişkiler tercih edilmelidir.
6.    Hala içindeki yalnızlık duygusunu yenemeyen kişiler bir uzmandan yardım almalıdır. Çok ilerleyen vakaların, kişinin psikolojisini tamamen bozduğu unutulmamalıdır.

Sosyal Medyanın Günlük Kullanımı Nasıl Olmalı?


Sosyal Medyanın Günlük Kullanımı Nasıl Olmalı?


“Sosyal Medya” kavramının bundan 10-15 yıl önce “Medya” kavramı ile karşılaştırılması oldukça zordu. Bloglar, mikro-bloglar, forumlar, haber paylaşım siteleri, sosyal paylaşım siteleri gibi unsurlar ile günlük yaşantı içerisinde büyük yer tutan ve önem arz eden sosyal medya, doğru kullanılması halinde; iletişim, bilgi paylaşımı, kişisel gelişim gibi konularda, olmazsa olmaz hale gelmiştir.
Bireysel kullanımda olduğu kadar, ticari kullanımda da hak ettiği değeri görmektedir sosyal medya. Ancak ne acıdır ki kişisel haklara ve özgürlüklere saldırı, haksız rekabet, cinsel taciz gibi görülmek istenmeyen durumlar da yine sosyal medya aracılığı ile had safhaya ulaşmıştır.
Sosyal medyayı sadece kullanmak değil, doğru ve gerektiği şekilde kullanmak, yaşanması hiç de arzu edilmeyen durumları engellemek adına son derece gereklidir. Eğer sizde sosyal medyayı kullanırken, yalnızca tanıdığınız kişilerle iletişimde olur ve bilgilerinizi gizli yaparsanız, sıkıntı yaşamazsınız.

SOSYAL MEDYA KULLANIMI


Karşılıklı etkileşim esasına dayanır. Eski medyadan farklı olarak; paylaşılanlara çok kısa sürede yanıt almak, geri bildirim almak mümkündür. Bireysel, toplumsal ve ticari kullanımları mevcuttur.
Bireysel kullanım: Herhangi bir ticari kaygı içerisinde olmadan, şahsi soru ve sorunlara cevap aranması, duygu ve düşüncelerin paylaşılması, ilgi duyulan konular hakkında bilgi alınması şeklinde kullanım olabilir.
Toplumsal Kullanım: Belli bir amaç doğrultusunda, bireyleri bir araya getirmek ve yönlendirmek, örgütlemek şeklinde kullanılabilir.
Ticari Kullanım: Kullanımın ölçülebilir olması nedeniyle; paylaşımın kaç kişiye ulaştığını görmek, pazarlama veya tanıtım amacıyla reklam yapmak, hedef kitlenin alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını tespit etmek şeklinde kullanılabilir.

SOSYAL MEDYANIN DOĞRU KULLANIMI


o    Bireysel kullanıcılar, ucu bucağı olmayan sosyal medya alanında kendileri ile ilgili paylaşımlarda bulunurken, 2. ve 3. şahısların bilmesinde sakınca olabilecek yazışma adresi, telefon numarası, önemli tarihler, aile bireylerinin isimleri, fotoğrafları gibi, sonrasında kendilerine karşı kötü amaçlı kişiler tarafından kullanılabilecek şahsi bilgileri paylaşırken dikkatli olmalıdırlar.
o    Ticari kullanıcılar ürettikleri mamullerin pazarlama ve satışında, reklamlarını doğru kitleye ulaştırmada, rakiplerini takip etmekte, pazar dinamiklerini tespit etmekte, sosyal medya kullanımından faydalanabilirler.
o    Günlük haberlerin takibi, son teknolojik gelişmeler, şehrinizdeki sosyal faaliyetlerden haberdar olma gibi pek çok önemli konuda sosyal medya kullanarak güncel bilgi sahibi olursunuz.
o    Sosyal medyayı günlük hayatta kullanırken, belli bir sınırlama koymak doğru olacaktır. Diğer günlük işlerin yapılabilmesi için gerekli olan budur.

SOSYAL MEDYANIN YANLIŞ KULLANIMI


o    “Sonsuz özgürlük” diye bir şey olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır. Gerçek hayatta yanlış olan her şey, sanal olarak var olunan sosyal medyada da yanlıştır. Örneğin; iş yerinde karşınızdaki kişiye isminiz hakkında yalan söylemiyorsanız, sosyal medya paylaşımlarında da bu kural geçerlidir. Veyahut reel hayatta, dükkan komşunuz hakkında yersiz iftiralarda bulunmuyorsanız, sosyal medyada da aynen bu dürüstlükle devam etmek gerekir. İnternet sayesinde ulaşılan her bilginin doğru olduğunu düşüncesi, bireysel ve ticari kullanıcıları büyük bir yanılgıya düşürebilir. Kolaylıkla veri girilebilen bu mecrada, edinilen bilgilerin doğruluna şüphe ile yaklaşmak, bir kaç farklı kaynaktan bilgiyi doğrulamaya çalışmak, zararı en aza indirmek için yapılması gerekendir.
o    Doğruluğundan emin olmadığınız bilgileri paylaşmanız, telafisi güç sonuçlar doğurabilir. Basit bir şekilde yapılan herhangi bir paylaşım, hiç beklemediğiniz kadar çok insana ulaşabilir.
o    Kişilik haklarına saldırı sayılabilecek paylaşımlarda bulunmak da kişinin özel hayatında ve sosyal çevresinde yaratacağı tahribat nedeniyle, büyük kayıplar yaşamasına sebep olabilir.
o    Sosyal medyanın sürekli değişen ve güncellenen yapısı nedeniyle, özellikle akıllı telefonların sağladığı kullanım kolaylığı sayesinde sürekli hesabınızı kontrol etmek isteyebilir, her saniye yeni bir haber beklentisine girebilirsiniz. Bu şekildeki kullanım, özel ve iş hayatındaki ilişkilerinize hasar verebilir.



Çalışan Anne ve Çocuk Psikolojisi


Annelik, kız çocuklarının genlerinde kodlanmış, ağır ve sorumluluklarla yüklenmiş, ömür boyu sürecek bir gönüllü görevdir. Henüz bebekken, ellerine verilen oyuncak bebekleriyle, annelik rolüne ısınması için hazırlıklar başlar. Kadınların, çocukluk ve ergenlik boyunca bile, gördüğü her bebeği sevmesi, daha sonraları, gördüğü her bebeğe iç geçirmesi de bu yüzdendir. Annelik; toplum olarak, dişi insana biçilmiş ve mutlaka başarılı olmak zorunda olduğu bir görev, hatta var oluş sebebi olarak, beyinlerine ve ruhlarına işlenmiştir.
Şimdiki annelerin ve bir önceki nesil annelerin, kendi anneleri, genel olarak çalışmazdı, ev hanımıydı. Bu yüzden, büyürken hep yanlarında, evlerinde anneleri vardı. Bu jenerasyondaki anneler, annelerine benzemek istemediklerini söyleyerek, annelerinden gördüklerini çocuklarına yansıtma çabasındadır birazda. Çalışma hayatında var olmak, evde her şeye hâkim olmak, günde 24 saat süren bir çabayı gerektirmektedir.

ÇALIŞAN ANNE SENDROMU NEDİR ?

Çalışma hayatı, kadınları daha çok kabullenir hale gelmektedir. Kanunlar ile kadınların çalışabilmesi desteklenmekte, kolaylıklar sağlanmaya çalışılmaktadır. Hayat şartlarının gerekliliği, eve giren bir maaşı yetersiz kılmakta, kadınlar, kendilerine biçilen rollerden daha fazlasını yapmak zorunda kalmaktadır. Zorunda kalmaktan öte, kadınlar, iş hayatında kariyer yaparak, kapasitelerinin, ev hanımından ve bir anne olmaktan daha fazlasına müsaade ettiğini ispat etme peşindedir. Ancak, kadın psikoloji gereği; yapılması gereken her iş, tam olarak yapılmalı ve hatta en iyisi olmalı, eksiksiz ve mükemmel sonuçlar alınmalı ve kadın tüm bunları yaparken hiç ama hiç yorgunluk ve bitkinlik hissetmemelidir.
Elbette ki teoride bunun olması istense de, pratikte durum çok farklıdır ve neredeyse imkânsızdır. Çalışan anne, hem süper bir çalışan, hem de harika bir anne ve eş olmanın zorunlu olduğuna inanırlar. Öyle ki, harika anne olma yolunda, kendilerinden vazgeçerler, tüm işler bitmeden gözlerine uyku girmez, sabah gözlerini yapılacak işler listesini düşünür vaziyette açarlar. Çocukların büyümesi sırasında, alması gereken terbiyeyi bile, çalışmaktan dolayı, içten içe duyduğu pişmanlık ve vicdan azabı nedeniyle, eksik verir hale gelebilir, çocuğuna kendisini daha fazla sevmesi karşılığında, rüşvet verir duruma düşebilir.
Kadın; ev işlerinin sorumlulukları, eş olma sorumlulukları, çalışma hayatının sorumlulukları, anne olmanın sorumlulukları derken, uzayıp giden listedeki her görevin, mükemmel yerine getirilmesini sağlamak için, çalışır didinir. Sonuç olarak; tüm bunları ağırlıkları, kadının sırtında zamanla birikir, bu ağırlığın altında ezilip gitmemek için, kadının bazı çözüm yolları bulması gerekir.

ÇALIŞAN ANNE SENDROMU İÇİN ÇÖZÜM YOLLARI


Öncelikle, birlikte yaşadığınız kişiden, yardım istemekten çekinmeyin. Eşinize, yardıma ihtiyacınız olduğunu söylemeniz, sizi aciz ve güçsüz göstermez, limitleri olan bir insan olduğunuzu gösterir. Ya da, hafta sonları, bir veya iki saat, çocuğunuzu güvendiğiniz bir aile bireyine bırakarak, açık havada yalnız kalabileceğiniz, kendinizi dinleyebileceğiniz, hiçbir iş yapmayacağınız, küçük ve özel zamanlar yaratabilirsiniz. Bu zamanlar, başlayacak olan aşırı yoğun hafta için, enerji depolamanızı, kendinizi toparlamanızı sağlayacaktır.
Çalışan anne olmanız, çocuğunuzun eksikliklerle büyümesine sebep değildir, bu bilip kabullenirseniz, daha az suçluluk hissedersiniz. Sürekli sadece ev işleri yapan bir annenin evde olması ve çocuğuna karşı yeterli ilgiyi göstermemesi, akşamları eve gelip tüm zamanını çocuğuna ayıran bir anneden daha iyi değildir. Bebeklikten itibaren, kendi başına bir şeyler yapması gereken çocuğunuz, kendisi gibi olmayan ve annesi ile büyüyün bir çocuktan, çok daha fazla şeyler yapabilir halde olacaktır, kendi ayakları üzerinde durmayı ve bağımsızlığı erken yaşta öğrenecektir. Bazı işlerin aksaması, dünyanın sonu değildir, biraz dağınıklık, henüz kimsenin ölümüne sebep olmamıştır.